Son zamanlarda fincan tasarımıyla ilgili iki hikaye gördüm. İlk hikaye bir çift hakkındaydı, çocuk porselen seviyordu, Jingdezhen'e geldi. Karısı şehri terk etti ve onu takip etti. Son olarak, çocuk geyikli gizli bir fincan tasarladı. Çocuk, ormandan fırlayan geyiğin kendisi olduğunu ve onu korumak istediğini, ağaç mağarasında sessizce yatan geyiğin ise karısı olduğunu ve tıpkı şimdiki gibi sarılmak istediğini söyledi!
Başka bir hikaye, yanmış bir fincanda yanık izleri bulan bir fincan üreticisinden bahseder. Aniden, tekrar tekrar deneyerek bu izi bir tür "solmuş" sanatsal anlayışa dönüştürür. Böylece, fincanda çiçekler kapanana kadar açar ve yıllar çöker ve çiçekteki solmuş izlere yoğunlaşır.
Rapordaki cümle hâlâ hafızamda tazeliğini koruyor: "Bu eşsiz kupaları elimize aldığımızda, sanki hayatın tüm sevinçlerini ve üzüntülerini tatmış gibi hissediyoruz!"
Dünya büyük, ama her zaman benzer ama açıklanamayacak kadar dokunaklı şeyler var, mesela sevgiyi korumak ve sarmak, solmuş hayata çiçek açmak gibi! Bunlar, fincanda yansıdığında, bir yankı izi uyandırabilir misin?
Çocukluğumda uzun süre su içmek için kase kullanırdım. Seramik silindirler her evde nadir bulunur.
Daha sonra cam bardak, plastik su ısıtıcısı, yalıtımlı bardak, kupa… Her bir bardağın evrimi, yaşam kalitesinin iyileştirilmesini, hatta bilginin optimize edilmesini temsil ediyor.
Tarihsel metin araştırmalarına göre Neolitik Çağ'da kupalar vardı. Binlerce yıllık medeniyette kupanın malzemesi ve şekli çeşitlidir, ancak işlevi tıpkı bunlar gibidir, örneğin şarap doldurmak, çay doldurmak veya su içmek gibi.
İnsanlar sıklıkla çay ve şarabın hayat gibi hayat kabını taşıyabileceğini söylerler, peki bu kap ne olmalıdır?